Bir Ayakkabıdan Daha Fazlası


Resimde gördükleriniz bir çift ayakkabı gibi görülebilir. Ama onlar benim için bir çift ayakkabıdan çok daha fazlası.

Onları ilk gördüğümde üniversitede hazırlıktaydım. Kasım ayının sonlarıydı. Ve bir cumartesi akşamıydı. Parçalar birleştiğinde, o günün 23 Kasım 2002 olduğu anlaşılıyor. Şimdi böyle göründüklerine bakmayın. O zaman bir bakan kafasını çevirip tekrar bakıyordu. Ben de ziyadesiyle beğenmeme rağmen, özellikle siyah beyaz renklerini ve kutusundaki siyah-beyaz 2002 dünya kupası amblemini, nedense C.'e almıştık onları. Sonra yurda geldiğimizde ne olduysa oldu, biz buraya kader ağlarını ördü diyelim, ayakkabılar benim oldu. İlk halı saha ayakkabılarımdı. Ve hayatımda maddi
-eşya-, manevi -duygu- her ilkin ayrı bir yeri olmasından mütevellit onlar da o günden itibaren bu ayrıcalığın sahibi oluyorlardı.

Halihazırda hayatımın en nadide zaman aralığı olan İzmir yıllarımın
-bu alandaki yerini kaptırması da oldukça zor görünüyor- vazgeçilmez aktivitelerindendi halı saha maçları. Halı saha maçlarının olmazsa olmazları ise halı saha ayakkabılarıydı. Ne maçlar gördü bu ayakkabılar. Haftada 5 gün çalıştıkları, hatta aynı günde çifte mesai yaptıkları günler oldu. Bir gün olsun sesleri çıkmadı. Bağlılığını yitirmediler sahiplerine karşı. E bu sevgi, saygı karşılıksız değildi elbette. Maçtan çıkar çıkmaz temizlemeye başlardım onları. Önce onları temizler, sonra gider elimi yüzümü yıkardım. Kötü oynanan maçlardan sonra suçu birbirimiz atsak dahi bir sonraki buluşmada unutulurdu, tatlıya bağlanırdı herşey. O günkü maçta daha iyi bir performans için omuz omuza verilirdi. Aramızda bir bağ vardı, birçok eşyamla olduğu gibi.

Takvimler 2009'un 20. yaprağına geldiğinde 6. yıllarını dolduralı iki ay olmuştu. Bir tanesi veda sinyallerini bir kaç hafta öncesinden artık iyice yıpranan tabanıyla vermesine rağmen gönül onları bırakmaya razı gelmiyordu. Ta ki o gün bir ikili mücadelede yorgun bedeni yenik düşüp, burnu açılana kadar.


Onları o gün son kez temizledim ve ayakkabılığa koydum. Atmaya içim elvermedi. Bir nevi son görevdi benimkisi, onlardan aldığım helallikti. Ruhum onlara karşı son görevi getirmenin huzuruyla dolu.


Onlar mı? Annemin olası bir ayakkabılık temizliği sonrası atılmayı bekliyorlar. Sahiplerinin onlara gösterdiği sadakate cevaben, haklarını helal ederek...

1 bıdı bıdı:

Adsız dedi ki...

Abicim Öncelikle Sayfa İçin Çalışmalarından Dolayı Teşekkürler.,

Bu Ayakkabıları Bende Hatırlar Gibiyim En Çokda Senin İlgin Karışında Bounları Bükülür Bişe Diyemezlerdi Sana Çnkü Daha profesyonel Kimse Yoktu Ayklarına Kab Olacak Her Giydiğinde maça Çıakrken İyiki VArsın Sahip Deyişleri Halen Dün Gibi Kulakalrımda..BEn fazla uzatmıyayım Abicim emeğine Sağlık.

E.İ.KARA

top