US Open 2009

Mevzu Amerika açık olunca bir çok maç tsi gece saatlerine denk geliyor. Ramazana denk gelmesi nedeniyle 20-25'ten fazla canlı maç izlediğim bir turnuva oldu. Hoş ramazan olmasa yine ayakta olduğum saatler ya neyse.

Bizim için ayrı bir özelliği vardı bu seneki turnuvanın. İlk defa bir Türk, Marsel İlhan, elemeleri geçip ana tabloya kalmayı başardı. Bununlar kalmayıp ilk turu da geçti. İkinci turda karşısına insan azmanı John Isner gelince turnuvaya veda etti. İnşallah devamı gelir. Kendisini grand slamlerde görmeye devam ederiz.



Bayanlarda en önemli olay hiç kuşkusuz Clijsters'ın muhteşem geri dönüşüydü. 2 sene önce tenise anne olmak için ara veren Kim Clijsters özel davetiyeyle -ki gavurlar buna wildcard diyor- katıldığı turnuvada şampiyon oldu. Finale gelirken Williams kardeşleri haşat etmesi de, bu kardeşlerden zerre hazetmeyen bünyemi ayrıca memnun etti. Bayanlarda diğer dikkat çeken detay ise gümbür gümbür gelen yeni nesilin ayak sesleriydi. Finalist Wozniacki(19), yarı finalist Wickmayer(20) ve tekniğiyle öne çıkan Amerikalıların yeni umudu Oudin(18) gelecek yıllarda adlarından sıkça söz ettireceklerini belli ettiler.



Erkeklerde yeni bir sayfa açıldı. Birçoklarına göre gelmiş geçmiş en iyi tenis oyuncusu olan, son 22 grand slam'de en az yarı final gören Federer, 20 yaşındaki Del Potro'ya 3-2 yenilerek Amerika'da 6. defa üstüste şampiyon olma şansını kaçırdı. Ayrıca Del Potro Nadal'dan sonra Federer'e karşı grand slam finali kazana ikinci oyuncu oldu. Del Potro'nun 20 yaşında olduğunu, final maçında 0-1 ve 1-2'den geldiğini, Federer gibi bi adama karşı iki tie-break seti kazandığını not düşmek lazım. Tenis dünyasını Federer-Nadal kutuplaşmasından kurtaracak adam olabilir. Bekleyip göreceğiz.

Taraftarı olduğum Nadal kariyerindeki tek eksik Amerika açıkta yine mutlu sonu göremedi. Zaten beklenen birşeydi. Fransa Açık'ta sakatlandığından beri ilk defa bir turnuvaya çıktı. Yarı finale kadar geldiyse de, gerek karın kaslarında maç eksiğinden dolayı beliren yeni sakatlığı gerekse çeyrek final maçının yağmur nedeniyle üç güne sarkmasıyla yarı finalde Del Potro'ya elendi. Del Potro'nun hakkını da yememek lazım tabi. Bu maçtan sonra üzülsem de finalde Del Potro'nun performansını izledikten sonra üzüntüm falan kalmadı.

Bu turnuva yeni adamımı da buldurdu bana. Fernando Verdasco'yu aldım artık takibime. Öncelik her zaman Rafa'da tabi. Favorim Rafa'dan sonra Verdasco'nun da İspanyol olması da tesadüf değil sanırım. Eh italyanların olmadığı bir kulvarda Akdeniz kontenjanından İspanyollara sarmam pek de garip değil galiba.

0 bıdı bıdı:

top