Rahşan Ecevit

Kendisine karşı bir sempatim veya antipatim yok. Hafif olumsuz diyebileceğim bir hissiyatım vardı kendisine karşı. Nedense Bülent Ecevit'i yönlendiren kişi gibi görürdüm onu. Yalnız büyük bir saygı duyardım eşine olan aşkına binaen. Bu röportaj -özellikle (*) ile başlayan cümle- o hafif olumsuz hissimi de silip nötrledi duygularımı, eşine olan aşkından ötürü duyduğum saygıyı bir kat daha arttırmasının yanında.

Balçiçek Pamir'in yaptığı röportajdan dikkatimi çeken yerler:

***

Peki evlendikten sonra Ecevit çiftinin hayali neydi?

Tek bir odalı evimiz olacaktı ve orada Bülent şiir yazacaktı ve ben resim yapacaktım, ama öyle olmadı. Çok aşıktık.

Ya siyaset?

Hiç sevmedik. Hatta ben sadece onun için katlandım. O şiir yazacaktı. Mutlu huzurlu bir hayat yaşayacaktık. Huzurlu bir hayat olmadı maalesef.

Zaman zaman “Gel biz bu işi bırakalım” dediniz mi?

12 Eylül’de siyaseti zorla bırakınca bir daha dönmeme kararı almıştık. Sonra Kenan Evren, “Siyaset bir çamurdur” dedi. O laf beni çok sinir etmişti. O yüzden tekrar siyasete atıldık.
***

Ölümden korkuyor musunuz Rahşan Hanım?

Hiç. O da korkmazdı. “Ölümden korkmuyorum ama senden ayrılmaktan korkuyorum” derdi.

***

DSP Bülent’ten sonra kişiliğini kaybetti. Düşünce, inanç ve ilkelerinden koparıldı. Neyi amaçladığı bilinmeyen bir kuruluş haline geldi. CHP ise ne sol olabildi ne muhalefet. Deniz Feneri de olmasa sesi soluğu çıkmayacak. MHP de alttan alta AKP ile hareket edince AKP hiçbir iktidar partisine nasip olmayan dikensiz bir gül bahçesinde rahat rahat çalışıyor.

***

Bülent Ecevit Kürt kökenli mi?


Ailemde Kürt kökenliler var diye düşünüyordu. Evde bir resim bulmuştu; sakallı, yaşlı bir adam, “Mustafa Şükrü Efendi, Kürtzade” diye yazıyordu. Bunu babasıyla konuşmak istemişti, “Ben Kürt kökenliyim değil mi” diye sorunca, babası cevap vermemiş.

***

Tarikatlarla ilişkisi nasıldı?

Tarikat yol demektir, herkesin Allah’a ulaşmak için bir yol arama hakkı vardır diye düşünürdü.
***

Siz nasıl bir first lady oldunuz?

Bülent her zaman şöyle derdi: “Benim yüzüme söyleyemeyenler, söyleyemedikleri şeyi sana yüklerler, üzülme!”.(*)Ben bir eştim ve her eş gibi konuşuyor, karışıyordum.

0 bıdı bıdı:

top