Vasat


Kendisiyle tanışıklığım küçükken elime geçen kibrit kutularıyla başladı. Ne anlama geldiğine dair en ufak bir bilgim olmamasına rağmen söylemeyi çok seviyordum. Hani söylendiğinde insana haz veren kelimeler vardır ya, işte 'vasati' benim için onlardan biriydi. Daha sonra gazetelerin spor sayfalarında futbolcular hakkında yapılan "... dün vasatı aşamadı" yorumlarıyla hafızamda yer etti. O yorumlardan çıkardığım kadarıyla vasat kötü demekti.

'Vasat'ın anlamının orta, ortalama olduğunu öğrendiğimde ise iş işten geçmişti. Küçüklüğümde beynimde yer eden o kötü anlamından bir türlü sıyrılamıyordum. Kafamdaki o kötü imajını sildikten sonra fonetik anlamda da hoşuma gittiğinden ortalama, orta yerine daima 'vasat'ı kullandım. Fakat bu süre çok uzun sürmedi. Çünkü anladım ki bende önceden barındırdığı kötü imaj neredeyse herkeste vardı. 'Vasat'lı cümlelerime verilen sözlü ve bedensel mimikler gösteriyordu ki, insanlar sözlerimi yanlış anlıyorlardı. Sonradan açıklamaya çalışsam da, bana kırdığı potu düzeltmeye çalışan insan gözüyle bakıyorlardı. Bunu siz de deneyebilirsiniz. Misal birisi size cevabı ortalama olabilecek sorular sorduğunda vasat cevabını verin. Farkı görecekseniz. Hatta bunlar kendisi hakkında beğeni kaygılı sorular ise fark daha net anlaşılabilir.

Bu yüzden iddaa ediyorum ki 'vasat' Türkçe'deki en underrated* kelimedir.

* : Türkçe'den bahseden bir cümlede İngilizce kelime kullanmanın abes kaçtığının farkındayım fakat maalesef İngilizce'deki bazı kelimelerin tam manasıyla Türkçe karşılığını bulmak namümkün.

2 bıdı bıdı:

schule dedi ki...

ülkemizin kanayan bir yarasına parmak basmışsın aametcim :)
acını paylaşıyorum :)

aamet jr. dedi ki...

İnsanların hassas olduğu konularla dalga geçmeye utanmıyor musun sen? Ayıp, ayıp.

top